M: info@tgd.de    |    T: +49(0)30-896 83 81 0

Üç adım ileri, iki adım geri

Dienstag, der 17. Juni 20142014, Pressemitteilungen

Alman Vatandaşlık Yasasının (18 yaşına basınca bir vatandaşlığı seçmek zorunluluğu) Opsiyon Modeli uygulamasına yönelik değişim yasa taslağı hakkında BASIN AÇIKLAMASI Prof. Dr. Andreas Zimmermann LL.M. (Harvard), Universität Potsdam veTGD Genel Başkanı Safter Çınar’ın ortak basın toplantısı Almanya Türk Toplumu bir basın toplantısı düzenleyerek Federal Hükümetin Opsiyon Modelinin değiştirilmesiyle ilgili yasa taslağı (§ 29 E-StAG) hakkında hazırlatmış olduğu bilirkişi raporunu tanıttı. Raporu hazırlayan Potsdam Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Andreas Zimmermann LL.M. (Harvard), söz konusu yasa taslağının gerek AB Hukuku, gerekse Anayasa hukuku açısından önemli sakıncaları bulunduğu sonucuna varmıştır. Prof. Zimmermann açıklamasında şu görüşlere yer vermiştir: “Opsiyon modelinde öngörülen değişiklikler özellikle Anayasanın eşitlik ilkesi açısından çelişkili olmanın yanı sıra, sisteme aykırı sonuçlara varmakta ve AB Hukukuna da aykırılıklar göstermektedir. “ TGD Genel Başkanı Safter Çınar “Maalesef, <göç ülkesi değiliz> yaklaşımından, <vatandaşlığa alma ülkesi değiliz> yoluna girmiş durumdayız.” Zimmermann-Raporunun Sonuçları: Yasa taslağına göre bir diğer AB ülkesi veya İsviçre vatandaşı olanların seçim yapma yükümlülüğü kalkacaktır. Ayrıca, 21 yaşına kadar Almanya’da 8 yıl ikamet etmiş, 6 yıl okula gitmiş veya Almanya’da bir okul veya meslek eğitimi bitirmiş olanlar da bu yükümlülüğün dışında kalacaklardır. Bunun yanı sıra Almanya ile buna benzer bir bağlılığı olan ve opsiyon seçimi kendisi için zor bir durum oluşturacak kişiler de bu seçimin dışında tutulabileceklerdir. Buna karşın doğum (yeri) yolu ile Alman vatandaşlığı ve bir diğer ülke vatandaşlığı bulunan belirli sayıda kişi, opsiyon yapmak zorunda kalacak ve belki Alman vatandaşlığını yitireceklerdir. AB Hukuku açısından sakıncalar Özünde ulusal vatandaşlık uygulamaları devletlerin egemenlik alanına girmekle birlikte, bir kişinin AB vatandaşlığına dokunan konularda her zaman AB Hukuku göz önüne alınmak zorundadır. Alman vatandaşlığının yanı sıra bir üçüncü ülke vatandaşı olan kişinin Alman vatandaşlığını yitirmesi, bu kişinin AB Hukukundan doğmuş olan haklarının tümü ile yitirilmesi sonucunu doğuracaktır. Buradan hareketle bu uygulamanın kişiler açısından orantılı olup olmadığı sorusu ortaya çıkmaktadır. Birçok AB üyesi ülke çifte vatandaşlığı, kişinin ikinci vatandaşlığı AB dışı bir ülke de olsa, kabul etmektedir (Belçika, Estonya, Finlandiya, Büyük Britanya, İrlanda, Malta, Polonya hoşgörü göstermektedir, Portekiz, Romanya, İsveç, İspanya, Macaristan, Kıbrıs). Bir diğer sorun ise şudur: AB-Hukukundan doğan serbest dolaşım hakkı çerçevesinde bir diğer AB ülkesine taşınmış olan kişi böylelikle seçim yapmak ve dolayısıyla Alman vatandaşlığını ve de AB haklarını yitirmek durumuna kalabilmektedir. Anayasal sakıncalar 1. Almanya anayasasının 16 (1) maddesi uyarınca Alman vatandaşlığının geri alınması yasağı Anayasasının 16 (1) maddesi bir Alman vatandaşının iradesinde bağımsız veya iradesine aykırı olarak vatandaşlığının geri alınmasını yasaklamaktadır. Bu açıdan öngörülen yeni uygulama sorunludur, çünkü doğum yeri nedeniyle Alman vatandaşı olan bir çifte vatandaş ülke dışında ikamet etmekte ise, anayasanın öngördüğü şekilde seçim yapma zorunluluğu ve bunun sonuçları hakkında bilgilendirilemeyecektir. Bu durumda Alman vatandaşlığını yitirmesi ise, anayasaya aykırı bir vatandaşlığın geri alınması sonucunu doğuracaktır. 2. Anayasanın 3cü maddesi uyarınca eşitlik a) Anayasanın 3 (3) 1 maddesi uyarınca özel eşitlik ilkesi Doğum yeri sonucu anne ya da babasından hiç birisi Alman vatandaşı olmadan Alman vatandaşlığına sahip olmuş olan çocuklar opsiyon seçimi yapmak zorundadırlar. Buna karşın anne ya da babasından en az birisi Alman vatandaşı olan ve bu nedenle bağ ilkesi ile Alman vatandaşı olarak doğmuş olan ve öbür ebeveyninden ikinci bir vatandaşlığı gene bağ ilkesi ile almış bir çocuk, herhangi bir seçim yapmak zorunda kalmamaktadır. Ancak, vatandaşlığın yitirilmesinin nedenleri ilke olarak tüm Alman vatandaşı olan tüm gruplar için aynı olmalıdır. Bu eşitsiz uygulamaya anayasal bir gerekçe bulmak olanaklı değildir. Aile içinde (herkesin) aynı vatandaşlıklar taşımaları ilkesinin “zedelenmesi” geçerli değildir. Bu ilke anayasal bir temele oturmamaktadır. Ayrıca, benzer diğer durumlarda da böyle bir aynılık söz konusu değildir. Alman devletinin koruması ve devlete sadakat için en az bir ebeveynin Alman vatandaşı olması gerekçesi de geçerli olamaz. Zira Almanya’ya olan bağlılığın bağ ilkesi ile Alman vatandaşı olanlarda doğum yeri nedeniyle Alman vatandaşı olmuş olanlardan daha fazla olacağı gibi bir gösterge yoktur. Öngörülen değişiklikte yer alan “Almanya’da yetişmiş olmuş olmak” göstergesi de farklı bir hukuksal sonuç doğuramaz. Zira şu anda geçerli olan opsiyon uygulaması bile kişinin Almanya’da yetişmiş olmuş olması ile doğum yeri ilkesinden ortaya çıkan seçim zorunluluğu arasında bir bağlantı kurmamaktadır. b) Anayasanın 3 (1) maddesi uyarınca genel eşitlik ilkesi Taslak uyarınca opsiyon seçimi yapmak zorunda olan kişiler bir dizi diğer insan gurubuna göre eşitsiz durumdadırlar. Örneğin, çokuluslu bir evlilikten doğmuş olan çocuklar, doğum yerleri, nerede yetişmiş oldukları ve kaç vatandaşlık sahibi olduklarına bakılmaksızın opsiyon seçimine tabi değildirler. Aynı durum doğum yeri ile Alman vatandaşı olan ve ayrıca bir diğer AB ülkesi veya İsviçre vatandaşı kişiler için de geçerlidir. Bu ve buna benzer diğer durumlarda yasa koyucu birden fazla vatandaşlığı süresiz olarak kabul etmektedir. Bu eşitsiz uygulamayı gerekçelendirmek olası değildir. Aile içinde (herkesin) aynı vatandaşlıklar taşımaları ilkesi de geçerli olamaz, zira opsiyon uygulaması aile içinde ve hatta çocuklar ile ebeveynleri arasında farklı vatandaşlıklar oluşması sonucunu doğurmaktadır. Özellikle opsiyon seçimi uygulaması gençleri anne ve babalarını vatandaşlığına karşı bir seçime zorlamaktadır. “Birden fazla vatandaşlığın önlenmesi” yönünde bir anayasal kural mevcut değildir ki yasa koyucu giderek daha fazla birden fazla vatandaşlık tanımaktadır. Federal İstatistik Kurumun sayılarına göre 2012 yılında Alman vatandaşlığına alınanların % 50sinde çifte vatandaşlık kabul edilmiştir; 112.348 vatandaşlığa alınma işleminden 56.223 kişide çifte vatandaşlık kabul edilmiştir. Bunların içinde 36.719 kişi AB dışı bir ülkenin vatandaşlığına sahip olup 7.527 kişi de TC vatandaşı idi. Almanya’da yetişmiş olmuş olmak kıstası ile amaçlanan uyum sağlamak beklentisi hiçbir deneysel temele dayanmamaktadır. Farklı grupların konumları ve örnekleri karşılaştırıldığında yasa koyucunun çelişkisiz, mantıklı ve tutarlı bir yasal uygulama sağlayamadığı ortaya çıkmaktadır. Örneğin, Almanya’da doğum yeri ilkesi kapsamında Alman ve bir başka ülke vatandaşı olarak doğmuş olan kişiler Almanya dışında yetişip yaşadıkları halde bile, onların Almanya dışında çifte vatandaş olarak dünyaya gelecek çocukları Almanya ile ebeveynlerinden daha az bağlantıları olduğu halde yaşam boyu çifte vatandaş olarak kalacaklardır. Buna karşın onların anne veya babası Alman vatandaşlığını yitirebilecektir. Geçmişe yönelik düzenleme Son olarak, yeni getirilmek istenen düzenleme geçmişe yönelik anayasal açıdan yeterli düzenlemeler getirmemektedir. Eyaletlerdeki farklı uygulamalardan hareketle, vatandaşlığın yitirilmiş olmasının düzeltilmesini vatandaşlık yasasının 8ci maddesindeki takdir hakkı uygulamasına bırakmak yeterli değildir. Buradan hareketle opsiyon seçimi hükmüne tabi olmuş olup Alman vatandaşlığı dışında bir vatandaşlık seçerek Alman vatandaşlığını yitirmiş olanlara tekrar Alman vatandaşlığına da dönme olanağı tanınmalıdır. Tersi yönde de, Alman vatandaşlığını seçmiş olup diğer vatandaşlıktan çıkmış olanlara, Alman vatandaşlığını yitirmeden öteki ülke vatandaşlığına tekrar geçebilme olanağı tanınmalıdır. Ek Prof. Zimmermann-Raporu „Drei Schritte vor und zwei zurück“ Rechtsgutachten zu unions-, verfassungs- und völkerrechtlichen Rechtsfragen der geplanten Reform des § 29 StAG Prof. Dr. Andreas Zimmermann, LL.M. (Harvard) Universität Potsdam