Almanya Türk Toplumu, 2 Temmuz 1993’de 37 insanımızın yakılması olayıyla ilgili açılmış davada beş zanlının yargılanmasının zamanaşımına uğrayarak gündemden kaldırılmasını insanlığa sürülen bir leke olarak değerlendirmektedir. İnsanların vicdanlarında açılan bu derin yaranın onarılması çok zor olacaktır. Oysa yasada yapılacak bir değişiklikle zamanaşımının ortadan kaldırılması sağlanabilir, suçlananların muhakemeleri de sürdürülebilir.
Hükümetin bu konudaki yaklaşımının insanlık değerleriyle bağdaşmadığı ortadadır. Bunun yanı sıra yargılananlar açısından da ortaya çıkan durum olumlu değildir, zira kendileriyle ilgili bir karar alınamadığından beraat etmiş olamayacaklar ve sürekli suçlu damgasıyla yaşamak zorunda kalacaklardır.
Başbakan Erdoğan’ın karardan sonra “hayırlı olsun” biçimindeki demecinin bu yarayı daha da derinleştirdiği aşikardır.
Başbakan Erdoğan’a Almanya’da verilecek olan Steiger Award Ödülü ile ilgili tepkileri de Almanya Türk Toplumu anlayışla karşılamaktadır. Bu ödülün Türk-Alman Dostluğu çerçevesinde verilmesi kabul edilebilir, ancak Türkiye’de son zamanlarda insan hakları alanında olumsuz gelişmelerin ışığında gerçekleşecek bu ödül töreninde Başbakan Erdoğan’ın gündeme getirilen eleştirilere açık bir yanıt vermesi gereklidir.
Almanya Türk Toplumu, Almanya’da ırkçılığa karşı yaptığı yoğun çalışmaların yanı sıra, Türkiye’de de ırkçı yaklaşımlara karşı çıkmakta ve demokrasinin tüm kurum ve kurallarıyla eksiksiz işlemesini savunmaktadır.
