M: info@tgd.de    |    T: +49(0)30-896 83 81 0

ATÖF: Türkçe Dersleri Alman Eğitim Sisteminin Bir Parçasıdır!

Perşembe Eylül 13th, 2018aus den Mitgliedsorganisationen

Yaşadığımız ülke Almanya ve genelde Avrupa ülkelerinde Türkçe derslerine olumsuz yaklaşımların her geçen gün arttığına üzülerek şahit oluyoruz.

Bir yandan bazı eyaletlerde konsolosluk öğretmenlerinin ders vermesine izin verilmediğini görüyoruz. Diğer yandan da yerel makamların sorumluluğundaki derslerin koşullarının güçleştirilmesi, ders planlarından çıkarılması gibi olumsuzluklar Türkçe derslerinin geleceği konusunda endişelerimizi arttırıyor.

Almanya ile Türkiye arasında yaşanan politik gerilimde Türkçe derslerinin daha sağlam temellere dayanarak verilmesi için harcadığımız çabaların etkisini azaltıyor. Milli Eğitim Bakanlığının yurt dışına gönderdiği konsolosluk öğretmenlerinden bazılarının neden olduğu olumsuz örnekler, yerel makamların Türkçe derslerin aleyhinde tavır almalarına olanak tanıyor.

Sanki ilgili, yetkili yerlere bu derslerin Alman okullarında ve denetiminde verilmemesi için ellerine altın tepsi içinde fırsat sunuyor. Son olarak Saarland eyaletinde konsolosluk öğretmenlerinin sınıflara girmesine izin verilmemesi bunun en canlı örneği. Yaz tatilinden önce başlayıp bugünlerde de yoğun bir şekilde,neredeyse kampanya şeklinde sürdürülen, onaylamadığımız bir süreci yaşıyoruz.

“Madem Alman makamlar okullarda sınıf vermiyor o halde biz hafta sonları camilerde ders verir, öğretmeni de kendimiz atarız diyerek”, bu düşünceyi zihinlere kazıyorlar. Bu ileride sonuçlarını çok ağır şekilde ödeyeceğimiz bir olgu olarak karşımıza çıkacak ve hatta şimdiye değin sivil toplum örgütleri, sendikalar olarak elde ettiğimiz bir çok kazanımlarımızı; Türkçe derslerinin okul müfredatına alınması, Türkçe notunun karne ortalamasını etkilemesi gibi, tehlikeye düşürecektir.

Yerel makamlar konsolosluk öğretmenlerini öne sürerek bu sorundan kurtulacak, devletimiz de bu durumu zaten arzu ettiği formata çevirecektir. Amaç gerçekten Türkçeyi diğer diller gibi Alman okul sisteminde kalıcı ve prestijli diller kategorisine girmesini sağlamaksa yöntem bu olmamalıdır.

Derslerin okul dışına çıkarılıp denetimsiz bir şekilde camilere ve sivil toplum örgütlerinin insiyatifine bırakılması hem katılımı azaltacak hem de niteliğini düşürecektir. Camiler, kiliseler, sinagoglar, cemevleri inaçların gereği ritüellerin yerine getirildiği asla eğitimin yapılmayacağı dini kurumlardır.

ATÖF’e bağlı dernekler, Atatürk ve Cumhuriyet ilkelerine yürekten inanmış eğitimciler olarak bu durumu asla kabul etmiyor, reddediyoruz. Bu alana ayrılmıṣ kaynak varsa, bunu Türkçe dersini kalıcı kılacak, Alman okulmüfredatında ilkokullarda köken dili dersi, orta bölümde 2. veya 3. yabancı dil olarak verilecek şekilde kullanmalıyız.

Bu para ile Alman ve Türk üniversiteleri ile işbirliği yaparak Almanya’da yeni Türkçe öğretmenliği bölümlerinin açılması için destek vermeliyiz. Örneğin Hamburg’taki Türkçe öğretmenliği bölümünün kapanmasını engelleyebiliriz. Özetle Türkçe derslerinin okullardan alınıp adı ne olursa olsun STK’lara ve dini kuruluşların çatısı altında verilmesinin her zaman karşısında olacağız.

Duyarlı velilerimizin de bu konudaki desteklerini yanımızda görmek istiyoruz.

ATÖF EṣbaṣkanlarıYücel Tuna (Hessen) / Bilge Yörenç (Hamburg)

PDF olarak basın acıklaması